26 Nisan 2011 Salı

Twin Peaks, David Lynch, Angelo Badalamenti ve kendi kendime yarattığım o mutluluk anları....


DavidLynch.com bir süredir Lynch alemine ait daha önce hiç bir yerde yayınlanmamış müzikleri satar oldu. Bunlardan en heyecanlandıranı Angelo Badalamenti denilen dünya dışı varlığın bestelediği Twin Peaks melodileri tabiki de. Daha önce yazmıştım tekrarlamalıyım çünkü şu anda öyle bir ruh hali içindeyim. Twin Peaks benim bu dünyada en zevk alarak izlediğim, yaşadığım, düşündüğüm, hayal ettiğim şeylerden biridir. Diziyi hiç bitirmedim, son 5 bölümü asla izlemedim ve uzun bir süre de izlemeyi düşünmüyorum. Çünkü 90ların başında sona ermiş bu hikayeyi ben hayatımdan çıkarmaya, sonlandırmaya hiç hazır değilim. Yıllar geçmesine rağmen ve ben diziye bu kadar bağlanmışken elimde hala hiç izlemediğim, görmediğim Twin Peaks materyalleri olması bana sapıkça bir haz veriyor çünkü. Çok farklı bir his bu. Diziyi sevmem için bitmesi gerekmiyor, 90 dakikalık pilotunun her karesi ona aşık olmama yetiyor çünkü.

Badalamenti bu hafta diziden en sevdiğim müzik olan Love Theme From Twin Peaks'in 2 farklı versiyonunu yayınlamış. Daha böyle bir şeyin varlığını öğrendiğim andan itibaren değişti modum. Bu melodiler müzik tarihinin gelmiş geçmiş en karanlık ama bir yandan da müthiş naif, kırılgan olan melodilerinden biri çünkü. Beni asla tarif edemeyeceğim, tarif etmeye çalışmayacağım duygulara boğuyor. Bir "love theme"in bu kadar karanlık, üzgün, gecenin karanlığında Twin Peaks ormanlarında dolaşan kayıp masum ruhların çığlıklarını yansıtmasının hiç alışagelmiş bir şey olmamasından mı yoksa basitçe "iyi bir müzik" olmasından dolayı mı bilmiyorum. Ama bu müzik, beni o kadar sarıyor ki her dinlediğimde. Tamamen modumu değiştirip, ruhumu ele geçiriyor. Aklıma, beynime, kalbime, duygularıma işliyor. Beni tamamen koparıyor bu alemlerden. Ve genellikle üzüyor, depresyona sokuyor. Ama bu öyle bir ruh hali ki, o depresyon, karamsarlık bile içimde başka hiç bir şeyde yakalayamadığım bir mutluluğa dönüşüyor. Bu yüzden bu gibi anları yaşadığım ve onların bilincinde olduğum için daha da anlam kazanıyor her seferinde. Şu anda da öyle bir ruh halindeyim. Daha ilk notadan tekilamı koyup, sigaramı yakıp 4 dakika boyunca bambaşka alemlere daldım. Twin Peaks ve Badalamenti'nin müziklerinin bana yaptığı şeylere bayılıyor, hayran kalıyorum. Derdim, düşüncem ne olursa olsun sanki her şey o müziğin süresi boyunca duruyor ve ben hayattan, kendimden, her şeyden bir mola alıyorum.

Badalamenti her vuruşunda bana başka kimsenin farkına varamadığından emin olduğum şeyleri yaşatıyor, hissettiriyor. Ve ben her seferinde bu farkındalık yüzünden kendimle gurur duyuyorum. Kendi kendime yarattığım bu mutluluk, hüzün anları her seferinde kendimi sevmemi sağlıyor. Badalamenti ve Lynch bir gün -burada değilse başka bir yerde- sizi bulup, bana yaşattığınız her şey için size teşekkür edeceğim. Ciddiyim, beni her seferinde bir adım ileri taşıyorsunuz.

Hiç yorum yok: