Her gün sevmediğiniz bir iş yaptığınızı düşünün. Ve herkesin gözünün sizin üstünüzde olduğunu. Evinizde bile rahat yok, Big Brother mantiletesinde illa gözetleniyorsunuz. Nereye giderseniz sayıları baş edilmeyecek kadar çok eli kameralı adamlar sizi görüntülüyor. Evinizin üstünde devamlı bir helikopter nöbet bekliyor. Herkes sizi görmek istiyor ama sadece en kötü halinizle. Ayağınız takılıp yere düştüğünüzde, birisine sinirlenip bağırdığınızda, ağladığınız da. Ve bu halinize bu adamlar sayesinde milyonlarca insan tanık oluyor. "Özel" hayatınız topluma maal oluyor. Siz bir an için bile nefes alamıyorsunuz.
Britney Spears'ın yaşadıkları bunlarla sınırlı değil elbette ama böyle özetlemek mümkün. Kendini bildi bileli bu piyasanın içinde olan şarkıcı her daim magazin basınının ilgi odağı olmuştu. Justin Timberlake ile olan ilişkisi, Madonna ile öpüşmesi, kışkırtıcı sahne performansları ve klipleriyle her daim göz önündeydi. Ama sonra bir gün işler boka sarmaya başladı. Bir boşanma sonrası saçını kazıdığında magazin basını ve pop kültür için Britney Spears isminin önemi ve anlamı değişmişti. Şüphesiz büyük sağlık sorunları olan Spears bu sorunlara sebep olan basından kaçmaya çalıştıkça onlar kovalıyor, sonuç her geçen gün büyüyen bir kaos'a neden oluyordu. O tedavi görmek yerine, tüm yakınlarını hayatından çıkararak onu sadece kullanmak isteyen kişilerle yeni bir entourage kurdu. Çocuklarının velayetini, katıldığı partiler yüzünden umursamayarak kaybetti. Kişilik bozukluğu, postpartum sendromları, her şey Spears'da mevcuttu. Ama yardım hiç gelmedi. Spears sadece kişisel hayatını değil, yeni nesil pop kültürü için çok büyük önem taşıyan kariyerini de mahvetti. Belli ki kafası iyi katıldığı VMA'lerde insanların gerçekten sevdiği Gimme More'u katletti ve bu olay saç kazıma hadisesinden bile daha çok gündemi işgal etti. Spears artık geri dönülemez bir şekilde mahvolmuştu. Şimdilerde ise bu olayların üstünden yıllar ve 2 yeni albüm geçti. Spears hala geri dönebilmiş değil!