12 Mart 2011 Cumartesi

Britney Spears: Femme Fatale


Albüm çıkmadan önce Britney'in tüm diskografisini inceleyecektim ama albüm erken sızdı ve elimizde bu kadar şahane bir albüm varken eskilere bakmak istemedim açıkçası. Hemen söyleyeyim kimilerinin beğenmediği, küçümsediği o Britney Spears günümüz popunun en iyi albümünü yapmış. Femme Fatale harbiden bu yeni akım pop'un başyapıtı. Üstelik bunu 12 şarkılık standart versiyon için söylüyorum, deluxe edition'dan henüz duymadığımız 5 şarkı daha var!

Tüm albümün bir (burada iki aslında) prodüktöre emanet edilmesi pek iyi değildir aslında, çünkü bu tarz albümler belli bir sound'a ait olur ve asla onu aşamazlar. Bu albümün de yapımcı prodüktörleri Dr. Luke ve Max Martin. Dr. Luke son dönem Kesha, Katy Perry gibi isimlerin hitlerine imza atmışken, Max Martin de aynı isimlerle ve çok daha öncesinde Britney'le çalışmış bir isim. (...Baby One More Time'dan tutun If You Seek Amy ve 3'ye kadar). Her yaptıklarını bir şekilde piyasaya yediren bu insanlarla çalışmak aslında "güvenli" bir seçenekti Spears için. Ama şükür ki Dr. Luke ve Max Martin albümü tamamen istila etmedikleri gibi, "güvenli" kelimesinin yerini "yenilikçi" ve "devrimci"ye bırakmışlar. Evet Femme Fatale pop piyasası için bir devrim niteliğinde!


01 - Till The World Ends (8,5/10)
Albümden yayınlanan ikinci single. Dr. Luke, Max Martin ve Dr.Luke'un yetiştirdiği Billboard'ın imzasını taşıyor. Spears'ın her zaman övündüğü şey iyi dans parçaları kaydetmesidir. Till The World Ends de tam bu yüzden başarılı. Son dönemlerin hitmaker'larından Kesha'nın da sözlerini yazdığı şarkı, dünyanın sonuna kadar dans etmekten bahsediyor. Dünya kupası şarkıları gibi tınlayan nakaratı, ateşli düzenlemesiyle de bahsettiği şeyi gayet iyi bir şekilde gerçekleştiriyor. Till The World Ends şu anda radyoda çalanlardan çok farklı değil belki ama gerçekten iyi, gerçekten hareketli.

En Sevdiğim Kısmı: 03:00'den itibaren şarkının kesintiye uğraması ve daha sonra daha gürültülü bir şekilde giderek yükselerek tavan yapması. 

02 - Hold It Against Me (9,5/10)
Albümün çıkış parçası Spears'ın yeni sound'ını tanıtması açısından önemliydi. Dubstep beatleriyle dolu şarkı kesinlikle şu anda radyoda duyabileceğiniz tüm pop şarkılarından çok farklı. Hele bir breakdown'ı var ki... 

En Sevdiğim Kısım: 2:10'dan itibaren giren breakdown...O kadar müthiş ki.

03 - Inside Out (10/10)
Albümün en iyilerinden biri olan Inside Out, biraz Justin Timberlake'in My Love'ına benziyor. Femme Fatale'de hiç ballad yok, bu ve Criminal bu kavrama en çok yaklaşan şarkı. Dubstep öğeleriyle bezeli şarkı ilk dinleyişte dile yapışacak kadar catchy. İnsanın kanını kaynattığı kadar biraz da yoran ilk iki şarkı sonrası çok iyi bir dinlenme seçeneği...diyeceğim ama diyemiyorum, bu şarkıda bile dans edilebilir.

En Sevdiğim Kısım: 2:32'de giren autotune ve takılma efektleri şarkıyı resmen coşturuyor.

04 - I Wanna Go (9,5/10)
Britney'den klasik bir dans şarkısı... Her zaman ki gibi kudurtacak kadar iyi bir melodi ve tempo. İyi yerleştirilmiş autotune ve ses efektleri...Her şey yerli yerinde. Ama bu şarkıyı bir dans klasiğine dönüştürecek ve patlatacak şeyler bunlar değil. Onları eli düzgün bir prodüktörle çalışan herkes yapabiliyor. I Wanna Go'yu özel kılan şey, kullandığı ıslıklar ve kaygan vokaller. Şarkıyı dinleyenlerin nakaratı yerine "shame on me..." diye giren bridge kısmına takılmaları boşuna değil. Albümün kesinlikle en progresif ve agresif şarkısı. Spears'ı en sevmeyecek insanın bile takacağı bir şarkı.  

En Sevdiğim Kısım: 2:30dan itibaren giren kısım. Sözleri başka bir vokalle tekrarlıyor ya. Hastasıyım.

05 - How I Roll (10/10)
Spears'ın daha önce hiç denemediği bir tarz. Toxic'in yapımcılarından çıkan How I Roll, çok deneysel ve bu yüzden albüme o kadar yakışıyor ki. Nakaratlarındaki ses oyunlarında bir Owl City ilhamı almak bile mümkün. Ama herşeyden öte resmen bir atmosfer şarkısı. Sözleri ve melodisinden önce kullandığı teknikliklerle yarattığı atmosfer çok önemli. Kullandığı synthler, alkışlar, acapella vokaller...Spears'ın Femme Fatale'ine koyduğu bu şarkının benzerlerini diğerleri ancak 4-5 yıl sonra yaparlar. Tam bir trendsetter!

En Sevdiğim Kısım: Erkek vokalin "you wanna rooooolllll, that's how i rollllll" diye mırıldandığı tüm kısımlar.

06 - (Drop Dead) Beautiful (feat. Sabi) (9,5/10)
Look at chu...Look at chu... Blackout'daki en iyi şarkıyı düşünün şimdi onun üstüne elektronik ve dubstep melodiler döşeyin. İlk dinleyişte parlamayan şarkı en fazla 2 dinleyişten sonra öyle bir patlıyor ki. Şey gibi ya, bu ağzınıza attığınızda patlayan şekerler olur ya, onun müzikal karşıtı bu şarkı.

En Sevdiğim Kısım: "Look at chu...Look at chu..." diye başlayan nakaratın sonuna kadar, adamı yerinden kaldırıyor resmen. 

07 - Seal It With A Kiss (8/10)
Spears'ın her albümüne koyduğu naif kız şarkısı...Allahtan dubstep breakdown'ıyla, başarılı girişi ve kullandığı "uu-uuoh" vokalleriyle basit nakaratının kusurunu örtüyor. Ama dön dön dinlemem ben bunu. 

En Sevdiğim Kısım: 2:21'de giren breakdown...Şarkıyı biraz da burası kurtarıyor zaten. 

08 - Big Fat Bass (feat. will.i.am) (9/10)
En fazla 20 farklı kelimeden oluşan pop şarkıları olur ya...Basit ama catchy bir sloganları olur. Burada o "I can be the treble baby, you can be the bass". Şimdi bu sözler iş yapmayacağı için arkasına sağlam bir melodi döşemek lazım. Black Eyed Peas'ten tanıdığımız will.i.am burada tam 4 farklı şarkı çıkarabilecek kadar malzeme kullanmış. Şarkı ilerledikçe evrim geçiriyor, bambaşka şekiller alıyor. Önce hoş bir elektro altyapının üstüne piyano giriyor, sonra o susuyor o çok kafa şişiren synthlerden biri giriyor filan...en son tap dans melodisine kadar götürüyor işi. Hatta o sırada bir de tam bir Black Eyed Peas melodisi atıyor. Ayrıca Spears'ın sesine yapılan autotune resmen rahatsız edici boyutta. Bu yüzden ilk bir kaç dinleyişte çok zorluyor şarkı. Kafa s*kiyor resmen. Ama şöyle bi 4-5 dinleyişten sonra diyebilirim ki Black Eyed Peas'in bundan uyduruk olup manyak hit olmuş şarkıları var... Klüplerde filan çok gider bu. Yine de bu Britney'in bugüne kadar yaptığı en gürültülü şarkı olduğu gerçeğini değiştirmez. Big Fat Bass kesinlikle ilk dinleyişte çok zorluyor ama bir kere alıştıktan sonra bağımlılık yapıyor.

En Sevdiğim Kısım: İlginçtir ki bir Britney track'inde en sevdiğim kısım onun susup will.i.am'in söylemeye başladığı yer. O tap dans melodisi çok iyi ama ya.

09 - Trouble For Me (10/10)
Son 10 yıldır doğru düzgün canlı bir şarkı söyleyememiş, hep türlü efektlerle şarkı söyleyen bir hatun bu Britney, farkındayım. Sesi var (hatta Baby One More Time albümünde bazen bir caz şarkıcısı gibi söyler) ama kullanmıyor, belki de artık kullanamıyor. Bu yüzden Trouble For Me'de kadın resmen hissederek söylemiş dediğimde gülmeyin. Öyle bir vokal var ki (klasik bir dinleyiciye pek etki etmeyecektir ama Britney'in iyi hayranları vokaldeki değişikliği anında hissedebilirler.) resmen kadının bu şarkıyı kaydederken içinde bulunduğu psikolojiyi filan duyuyorsunuz ya. Uzun zamandır Britney'in bu kadar canlı, hissederek söylediği bir şarkı dinlememiştim. Ciddi olarak eğleniyor. Ayrıca şarkı kariyerinin en iyilerinden. İngiliz prodüktör Fraser T. Smith sağolsun sağlam bir europop şarkısına imza atmış. Ama europop diyince yurdum diskolarında çalınan abuk tekno parçalar gelmesin aklınıza. Trouble For Me ciddi olarak Avrupai tınlayan müthiş bir şarkı. Kylie Minogue filan kıskansın bunu.

En Sevdiğim Kısım: Şarkının tümü.  

10 - Trip To Your Heart (7,5/10)
Çok gürültülü olmasına lafım yok ama o gürültüyü taşıyabilecek bir nakaratı yok maalesef. Trip To Your Heart iyi bir şarkı ama güçlü başlayan yapısını naif nakaratıyla bir kaybediyor, bir daha da toparlayamıyor. Blackout'un Heaven On Earth'ünü asit kullanırken düşünün. Bir yandan daha çılgın ama bir yandan da biliyorsunuz ki orjinal hali daha iyi.

En Sevdiğim Kısım: İlk 45 saniye...

11 - Gasoline (10/10)
OMG!!! Bu albümün en sağlam parçalarından biri. Ben Gasoline ismini duyunca böyle dımtıs dımtıs melodisi olmayan bir disko parçası dinleyeceğiz sanmıştım. Ama Gasoline tam tersi çıktı. Tam bir yaz şarkısı gibi başlayan Gasoline nakaratta çılgın atıyor resmen. Şarkı Britney'in Oops I Did It Again ve Britney albümlerinin remixlenip, alkolle karıştırılmış hali gibi. Nasıl sarhoş olunur, nasıl kudurulur bu şarkıda anlatamam. Şarkının kendisi alkol komasında zaten.

En Sevdiğim Kısım: Şarkının hepsi muhteşem. Ama 2:02-2:32 arası resmen öldürüyor her dinleyişimde. Britney'in inlemeleri ve vokalleri, tıpkı eski günlerdeki gibi tınlıyor. Set It On Fire diyişi hele...Bildiğimiz I'm A Slave 4 U dönemi Britney'inden kalma.

12 - Criminal (10/10)
Değil albümün Britney'in bugüne kadar yaptığı en iyi mid-tempo. Madonna son yıllarda eline gitar alıp çıkıyor ya saçma salak akustik şarkılarla. Onun üstüne Yeni Türkü şarkılarındaki flütleri koyun. Bir de resmen bir Bonnie & Clyde veya Badlands hikayesi tadında sözler. Alın size Criminal. Kullandığı flütler, gitarlar, Britney'in vokalleri...Criminal ciddi olarak herkesin gözdesi şu sıralar. Britney'den daha önce hiç böyle bir şarkı duymamıştık. Tek kelimeyle yenilikçi.

En Sevdiğim Kısım: Bunda da tüm şarkı başlı başına mükemmel. Hatta o kadar mükemmel ki, ilk dinleyişte ciddi olarak gurur duydum Britney'le. Ama 1:38de başlayan "ooo-oohh...i knoo-oowww, should let goo-ooo, but no" kısmı o kadar iyi ki...O kadar iyi ki, keşke sırf ondan ibaret bir versiyonu olsa şarkının.

Sonuç olarak: Femme Fatale bir koydunuz mu bir daha next tuşuna asla basmayacağınız bir albüm. Britney her zaman hedefine göre iyi şarkılar yapıyor ama tamamı single kapasitesinde olan ve her biri ayrı potansiyele sahip bir albümü ilk defa duyuyoruz ondan. Dediğim gibi salt Britney'in değil, yeni nesil pop'un başyapıtı bu.

9,3/10

Hiç yorum yok: