3 Kasım 2010 Çarşamba

Battlestar Galactica: Frak Me!


"Amannnn çuvçuvlu uzay dizisini ne izlicem lan, işim mi yok, Star Wars bile sevmem ben" demiştim yıllar önce biri Battlestar Galactica'yı överken. Öncelikle ben LOST'çuydum. Görebileceğiniz en büyük LOSTçulardan hem de. Şimdi son sezonunda sıçtı o da amk, bi boku toparlayamadılar, heç beğenmedim demeyeceğim, hüngür hüngür ağladım lan final bölümünde ve bence harika bir finaldi. Yine de 6.sezonu ben de pek tutmam, Dogen filan gereksiz hareketlerdi çok.

6 yılımızı vermişiz, aylarca beklemişiz, biz öyle 2 günde 1 sezon bitiremiyorduk, hafta hafta izliyorduk. (Bir sezonu biriktirip, arka arkaya izleyenler gözümde kesinlikle Lost hayranı değildir onu da belirteyim!) Çok büyük olaydı yani. Lost bitince bir afalladım ben, hayatımda bağımlılık yapan bir dizi kalmamıştı artık. Twin Peaks, Riget ve Friends biteli yıllar olmuştu, şimdi de Lost. Dedim bir dizi bulmam lazım, Mad Men'e baktım önceleri, harbiden "iyi" bir dizi ama bağımlılık yaratıp duygularımı tavan yaptıracak tarzda değil, onu askıya bıraktım. Bir kaç dizi daha baktım tutmadım, sonra dedim ulan hadi madem millet bu kadar coşuyor şu Battlestar Galactica'ya bir başlayayım ben...


Nasıl bir ruh halindeydim hatırlamıyorum ama ben normal şartlarda bir diziye başlarken, s*ksen 3 saatlik bir miniseries izlemem ben. Ama bu dizinin izlenme kuralları vardı. Nasıl Fire Walk With Me'yi Twin Peaks bittikten sonra izlemeniz gerekiyorsa, bunun da öncelikle izlenmesi gereken bir mini series'i, sonrasında tonla webisode'u, tv filmi filan vardı. O 3 saatlik bölümü bir oturuşta bitirdiğim yetmezmiş gibi üstüne 2-3 de 40ar dakikalık 1.sezon bölümü filan izledim. Baktım gitgide sarıyor ama bir yandan da "Lost'un üstüne kuma getiremem" diye kasıyorum kusur bulmak için. İlk sezon 13 bölüm olduğundan 2 gece de filan bitirdim ben. Şimdi söylemeyeceğim spoiler olmasın diye ama ilk sezonun son sahnesinde, böyle koltukta uzanmışım "vay arkadaş iyi coştular" filan diyorum, ben bunu tam derken dizi bir olay yaptı, tek hatırladığım koca bir "has*ktir" çektiğim. Az önce boz ayı gibi koltukta yatan ben resmen ayakta zıplıyordum. Hatta gözler de biraz da yaş filan var. Şoktayım, niye? Çünkü an itibariyle hayatımda gördüğüm en beklenmedik twistlerden birini görmüş ve diziye "haha, s*kerler, bu tvde gördüğüm en iyi şeylerden biri" demekteyim! Tabi o gazla 2. sezona başladım ben, her bölümde "ooooooolummmmm" diye bağırıyorum kendi kendime evde. 2.sezon finalinde de coştum, bildiğimden haberdar olmadığım küfürler filan sayıyorum. Çok coşturucu bir dizi, evet.

Ayıla bayıla geldim büyük final bölümüne. Elim ayağım titriyor filan. Sanki Lost'u değil bunu 6 yıldır izliyorum, o derece heyecanlıyım. Zaten final öncesi vermişler gazı, müzikler filan 10 numara, ipodda çalınca bile kendimi bir anda Mecidiyeköy'de değil Battlestar Galactica'da buluyorum filan. Dizinin son dakikaları artık, bölüm boyunca olan herşey beni tatmin etmiş durumda ama ağlayamıyorum amk. Ağlarsam sanki Lost'dan daha iyi bir final yaptıklarını ve hatta ondan daha iyi bir dizi olduğunu tasdik etmekten korkuyorum. Sonra yine bir son dakika golü, dizinin en sevdiğim müziklerinden olan "The Shape Of The Things To Come" çalıyor, ama bir değişmiş bir değişmiş! Yavrum Bear McCreary bir revizyona girmiş, sanarsın The Lord Of The Rings gibi epik bir filme soundtrack yapmış. O tokmaklar davullara vurdukça benim gözden başlıyor yaşlar süzülmeye. İşte o an itibariyle 4 sezondur "yok, olamaz" diye geçiştirdiğim şeyi kabul ediyorum. Battlestar Galactica, Lost'dan daha iyi bir dizi!

Aylar geçti finali izlememin üstünden, hala etkisinden hiçbirşey kaybetmiş değilim ama Lost öyle mi, daha 6.sezon blurayini sipariş bile etmedim. Halbuki Battlestar Galactica'nın Complete Series blurayini çoktan almış durumdayım, hehe.

Şimdilerde en yakın arkadaşlarıma baskılar kuruyorum diziye başlasınlar diye. Diğer ikisini geçtim, çok beklediğim tepkileri vermeyecekler nasılsa diye ama bir tanesi biliyorum ki izlese tam da benim gibi hissedecek, coşacak filan. Zar zor başladığı diziyi ikinci sezonun başında bıraktı bu mal. Oturdum, çektim karşıma, bir güzel neden izlemesi gerektiğini, bana ne ifade ettiğini anlattım. Herhalde kendi dizim olsa bu kadar satmazdım izlesin diye. Sonuçta o da bana elinden geleni yapacağını, beni ciddiye aldığını filan söyledi ve bir süre sonra devam etmeye başladı diziye. Az önce beraber 3.sezon finalini izledik. Hemen tweet atmış "Holy Frak, BSG 3.sezon finali ağzıma s*çtı resmen!! :))" diye. Ve işin en güzel tarafı sevgili okuyucu bu adam en az benim kadar, hatta zaman zaman benden çok daha büyük bir LOST hayranıydı. Şimdi aynen benim yaşadığım şeyleri yaşayıp "ya beğenicem ama Lost'dan daha çok beğenirim diye kasıyorum kendimi" diyip izliyor diziyi. Haha!!

Çok uzattım, daha da uzatacağım ama başka yazılarda. Sadece Battlestar Galactica harbiden çok manyak bir dizi. Öyle çuvçuvlu gibi gözüktüğüne bakmayın, bittikten sonra Birleşmiş Milletler binasında üstüne bir toplantı düzenlenecek kadar farklı bir dizi bu! Lost'dan size 10 tane "omg!" anı sayarsam BSG'den en az 50 tane sayarım. Yani ister izlediği şeyde sağlam altmetinler arayan ve işin sanatsal kısmıyla ilgilenen biri olun isterseniz sadece hikayeye kaptırıp bu OMG anlarına bayılan biri olun, her halükarda eğer izlerseniz Battlestar Galactica'nın gelmiş geçmiş en iyi dizilerden biri olduğunu siz de görürsünüz.


So Say We All!

PS: Alttaki şarkı, dizinin 4.sezonundan alınma. Böyle bir düzenleme, böyle bir beste, böyle bir müzik başka hangi dizide var?



3 yorum:

ça m'est égal dedi ki...

bilerek mi çoşmak yazdın?

Mire dedi ki...

Hayır, yazarken o kadar "çoştum" ki imlayı filan boşlamışım :) Halbuki ben dahi anlamındaki de'yi ayrı yazanlardanım!

Bora Kizilirmak dedi ki...

peki soru eki olan -mi yi ayri yaziyor musun (bak yanda ben -musun u ayirdim hatta burada da -u yu ayirmisim - kapa parantez?

Bak kotu bisi yazma bana babanin arkadasiyim ona gore....(ben senin altina yaptigin zamanlari bilirim derdim ama gercekten bilmiyorum kacirdim ben o zamanlari)